Basit bir gülümseme ağzınızdan tek kelime çıkmasına gerek kalmadan çok fazla şey söyleyebilir: “arkadaş canlısıyım”, “her şey yoluna girecek”, “mutluyum”, “güvenliyim” veya “rahatım”…
Diğer taraftan, gülümsemeniz beklenen anlarda gülümsememek, örneğin yeni biriyle tanıştığınızda, çok farklı anlamlandırılabilir: “gerginim”, iyi hissetmiyorum”, “soğuk biriyim”, “özgüvensizim” veya “moralim bozuk”… Gülümsemediğiniz bir tanışmada el sıkışmanız ve “memnun oldum” demeniz de inandırıcı olmayabilir… Bir iş görüşmesine gittiğinizi ve gülümsemediğinizi düşünün… Yapılan araştırmalar 18-49 yaş arası yetişkinlerin yaklaşık %30’unun dişlerinin görünüşü yüzünden gülümsemekten kaçındığını gösteriyor.
Eksik dişleriniz, görünür çürükleriniz varsa ve ağız sağlığınız bozuksa gülümsemekten kaçınır veya gülümsemenizi gizlersiniz. Bu ise, güvenilir, özgüvenli ve arkadaş canlısı görünmenizin önüne geçebilir.
Doğru ağız sağlığı alışkanlıkları büyük çoğunlukla çocukluk döneminde kazanılır ve çocuğun okul başarısı ile ileride iyi bir kariyer edinme şansı üzerinde büyük etkiye sahiptir.
Ülkemizde ve dünyada tedavi edilmemiş çürüğü bulunan çocukların oranı oldukça yüksektir. Çürük dişler, düşük özgüvene, konsantrasyon bozukluğuna, okulda devamsızlığa ve en önemlisi daha az gülümsemeye sebep olur. Eğer gülümsemenizden utanıyorsanız veya diş ağrılarınızdan dolayı gülümseyemiyorsanız yeni arkadaşlıklar kurmak ve temel sosyal beceriler geliştirmek oldukça zordur.
Bozuk gülümsemelerin birçoğu aslında doğru temizlik alışkanlıkları ve yıllık diş hekimi kontrolleriyle önlenebilir türdendir. Bu yüzden ağız sağlığı eğitiminin yaygınlaşması ve okul çağındaki çocuklara önleyici ve koruyucu diş hekimliği uygulamaları sunulması büyük önem taşımaktadır.