Şeker ve Diş Çürükleri



DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNÜN DİŞ ÇÜRÜKLERİ KONUSUNDA ÖNERDİĞİ ÖNLEMLER

Diş çürüklerinin ve diğer ağız hastalıklarının önlenmesi için alınacak önlemler diğer bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolü ile beraber ele alındığında daha etkili olmaktadır.

Serbest şeker alımının azaltılmasını teşvik etmeye yönelik tedbirlerin uygulanması, diş çürüğü vakalarının azaltılması için öncelikli ve etkili bir yöntemdir.

Bu tedbirler şunları içerir:

  • Şekerli tatlandırılmış içeceklerin yanı sıra yüksek serbest şeker içeriğine sahip yiyeceklerin vergilendirilmesi (bu, özellikle çocuklarda ve ergenlerde artan şeker alımından sorumlu yiyecek ve içeceklerin tüketimini caydırmak için önemlidir);
  • Ürünlerde bulunan şeker miktarlarını da içeren açık beslenme etiketlerinin zorunlu olması;
  • Şeker içeriği yüksek yiyecek ve içeceklere dair her türlü pazarlama ve reklam yayınının düzenlemeye tabi tutulması
  • Başta okullar olmak üzere kamu kurumlarında gıda ortamının iyileştirilmesi,
  • Serbest şekerli gıda ve içeceklerin tanıtım ve satışının düzenlenerek tüm şekerli içeceklerin hastanelerden, okullardan (anaokulları dâhil), üniversitelerden, kamu binalarından ve kamu iş yerlerinden uzaklaştırılması,
  • Temiz suya erişimin güvence altına alınmasının bir öncelik haline getirilmesi.
  • Bunun yanında, uygun miktarda florür kullanımını teşvik etmek için halk sağlığı stratejilerinin uygulanması da teşvik edilmelidir.
  • Florür kullanımının diş çürüklerinin gelişimini azaltmasına ve çürük başlangıcını geciktirmesine rağmen yalnız başına diş çürüklerini tamamen önlemediği unutulmamalıdır.

Bu nedenle, diş çürüğünün önlenmesi ve azaltılması için esas nedenin (yani serbest şeker tüketiminin) ele alınması önemlidir.

2017 yılında yayımlanmış olan Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan TÜİK kaynaklı verilere göre, 2016 yılında 7-14 yaş arasındaki çocukların son 6 ay içerisinde geçirdikleri sağlık sorunlarının başında ağız ve diş sağlığı sorunları gelmiştir. Aynı dönemde 0-6 yaş arasındaki çocukların son 6 ay içerisinde geçirdiği sağlık sorunları arasında ağız ve diş sağlığı sorunları beşinci sırada yer almaktadır. Bu grubun en çok maruz kaldığı diğer sağlık problemlerinin üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları ve suçiçeği, kabakulak gibi diğer bulaşıcı hastalıklar olduğu düşünüldüğünde ağız ve diş sağlığı sorunlarının bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde bu yaş grubunu da en çok etkileyen sağlık sorunu olduğu söylenebilir.

Elde edilen verilerin hastane veya sigorta kayıtlarına değil kişilerin beyanlarına dayalı olması bu şikâyetlerin tedavisiz kalmış olma olasılığını güçlendirmektedir.

Türk Diş hekimleri Birliği’nin yayımladığı istatistiklere göre Türkiye’de diş macunu kullanımı yıllık kişi başına ortalama 89 ml civarındadır (2016 rakamları). Bu oran Avrupa ülkelerinde ortalama 250 ile 450 ml arasında değişmektedir. Aynı verilere göre kişi başına yılda yalnızca bir diş fırçası kullanılmaktadır. 5 yaş grubundaki çocukların %70’inin en az bir dişinde çürük bulunmakta, 12 yaş grubunun %12’sinde en az bir daimi diş kaybı yaşanmaktadır.

Diş sağlığındaki istatistiklerin bu durumda olmasının temel sebepleri arasında diş hekimlerine sınırlı erişim, temel ağız sağlığı ürünleri eksikliği, iyi ağız sağlığı alışkanlıklarının oluşturulamaması, ebeveyn ihmali, süt dişlerinin önemli olmadığına ilişkin yanlış kanılar ve diş çürüğünün önemli bir hastalık olduğunun farkında olunmaması olarak öne çıkmaktadır.

 

Ortodonti Uzmanı Dr.Gilman YÜCEL

BAHÇEŞEHİR ORTODONTİ